Hoca Parti Kurmayacak

14.02.1995 Milliyet

Fethullah Hoca (Gülen)'in üst üste yaptığı çıkışların yankıları sürerken kafalarda hep aynı soru dolaşıyor: “Hoca, parti mi kuracak?” Fethullah Hoca’nın 30 yıla yaklaşan faaliyetini yakından izleyenler için bu soru anlamsız, yanıtı ise kesinlikle “Hayır". Aynı çevreler Fethullah Hoca’nın partilerüstü bir konumda, Türk sağının bir nevi "manevi lideri" olmayı amaçladığı yorumunu yapıyor. Sağın ülkede bir numaralı iktidar adayı olduğu hesaba katılınca bu stratejinin ucu bir anlamda "devletin manevi liderliğine” kadar varıyor.
Hoca Nakşibendi şeyhi Prof. Mahmut Esad Coşan’ın RP’den desteğini çekmesinin hemen ardından yaptığı "Önce İslami şura, sonra İslami bir parti kuralım” çağrısına mesafeli yaklaşmış, bu tavrı, projenin gerçekleşmemesinde etkili olmuştu.
Hoca’nın parti kumaya niyetli olmaması siyasetle ilgilenmediği anlamına gelmiyor. 1970 ortalarında içinde bulunduğu Yeni Asya adıyla bilinen Nurcu gruptan “Adalet Partisi’ne fazla angaje olduğu" gerekçesiyle kopan Hoca’nın Milli Selamet Partisi’ni desteklediği iddia edilmiş, kendisi bir müddet sonra bunu açıkça tekzip eder beyanlarda bulunmuştu.
12 Evlül döneminde "arananlar listesi”nde yer alan Fethullah Hoca buna rağmen askeri rejime halel gelmemesi için çabalamıştı. ANAP iktidarlarıyla birlikte de ölümüne dek Turgut Özal’ı destekledi.
Yeni Asyacıların bir gün sonra Türkiye Spor Yazarları Demeği'nde verdiği mütevazı iftarda da en çok eski yol arkadaşlarının çıkışları ve son iftarı konuşuldu.
Bir Yeni Asyacı, Hoca’yı demokrat olmamasına rağmen demokrat gözükmekle eleştirirken, İslami kesimin büyük çoğunluğu onu “liberallikle, sağcılıkla” suçluyor. Örneğin iftara katılan yazar Abdurrahman Dilipak cemaatin yayın organı olan Zaman Gazetesi’ne "Ben ortamın havasını bizim anladığımız manada İslami bulmadım. İslam'ın liberalleştiği yönündeki endişelerimin arttığını söyleyebilirim" dedi.
Fethullah Hoca’yı “ABD’nin ılımlı İslam politikasının Türkiye temsilcisi" olarak tanımlayıp onu İslami hareketin neredeyse "düşmanı” olarak gören genç radikal İslamcılar bir kenara bırakılacak olursa, çoğunluk, onu "İslam’dan taviz vermek"le suçluyor. Kendisinin. “ilim ayağa gitmez" ilkesine riayet etmeyip Başbakanlık Konutu'na gitmesi; bir kadın gazeteciyle röportaj yapması ve onunla yalnız olarak bir fotoğraf karesinde gözükmesi; son olarak da "Milli Çapkın” Süha Özgermi’nin, yanında "Miss Globe”la iftara gelmesi hep birer taviz olarak görülüyor.

YENİDEN SAĞCILAŞMA

Fethullah Hoca, son çıkışlarının RP’nin önünü kesmek amacı taşıyıp taşımadığı sorularına "Benim böyle bir niyetim yok, ama bu yorumu yapanlar olacaktır" anlamında cevap verdi. İftarda Melih Gökçek’in yanına oturmasını "RP ile gerilim istemiyor" şeklinde yorumlayanlar da oldu. “Gökçek’in Erbakan’la arası açık, o nedenle” diyenler de.
Her ne kadar biri siyasi, diğeri toplumsal İslami hareketliliğin bu iki güçlü odağının aleni bir çatışma içine girmesi zorsa da aralarındaki rekabetin derinden derine artacağı kesin.
Örneğin RP’nin yayın organı Milli Gazete, Fethullah Hoca’nın iftarına hiç değinmedi; RP’ye yakın haftalık Cuma dergisi, Hoca’nın “başörtüsü teferruattır" sözlerini kapak dosyasında sert bir şekilde eleştirdi.
Siyasi İslami hareketin, RP çatısı altında, nihayet bağımsız bir çizgi izleyip iktidar alternatifi olduğunu düşünen İslamcılar, Hoca’yı, rotayı değiştirip İslami kesimi "yeniden sağcılaştırmaya" çalışmakla suçluyorlar.
Cemaat üyelerinin ciddi bir kısmının MHP’ye eğilimli olduğu bilinen Fethullah Gülen, milliyetçi ve devletçi yönünü hiç gizlemiyor. Ama onun sentezinde ağır basan yön Türklük değil İslamlık.
Aydınlar Ocağı’nın 12 Eylül generallerine resmi ideoloji olarak “Türk-İslam Sentezi”ni sunmalarına benzer bir şekilde Fethullah Hoca’nın bugünkü devlete “İslam Türk Sentezi” sunduğu iddia ediliyor. Hoca, artı olarak Türki cumhuriyetlere kadar yayılmış cemaatini de devletin hizmetine sunuyor.

Yazının orjinal hali




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı