REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 3: RP'li Belediyelerin işi zor

12.04.1994 Milliyet

Büyük kentlerde RP’yi zafere ulaştıran partililer şimdi belediyelerde yapılacak İslamileştirmeyi bekliyorlar.
 
RP’Lİ BELEDİYELERİN İŞİ ZOR
 
 
RP’nin yerel seçim zaferiyle birlikte yeni bir gerilime girmiş bulunuyoruz. RP’li belediyelerin muhtemel icraatı hakkında büyük ölçüde önyargılı kestirimlerde bulunan ve bundan tedirginlik duyan yurttaşlarla, seçim zaferini "beklenen intikam vaktinin geldiğinin sinyali” olarak görenler arasında yaşanması muhtemel bu gerilimin alanı, gündelik yaşam olacak.
Gerilim, RP karşıtlan ile RP’lilerin birbirlerini eşit birer vatandaş olarak görmemelerinden kaynaklanıyor. RP karşıtları, kendilerini RP’lilerden üstün görüyor, bu üstünlüğü "onlar yüzde 18, biz yüzde 82” gibi argümanlarla kanıtlama yoluna gidiyor ve onların özellikle İstanbul ile Ankara’yı yönetecek olmalarını hazmedemiyorlar. RP’lilerde ise seçim sonuçlarıyla birlikte üstünlüğün kendilerine geçtiği düşüncesi yaygınlaşıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca horlanan, ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutulan, son seçim öncesinde de güçleri oranında bir ilgiye muhatap olmak yerine yine karalanan bu kesimlerde yaralı yurttaşlık bilincine, yaralı bir İslami bilincin eşlik ettiğine tanık oluyoruz. Bu karşılıklı üstünlük iddiaları, Türkiye’nin gerçek sahipliği iddialarına dönüşüyor. RP mitinglerinde atılan "İstanbul bizimdir bizim olacak” sloganı, “biz ve onlar” ayrımcılığının taçlanmasının bir örneğinden başka bir şey değil.
 
REFAH’IN ZAFERİ KALICI MI?
Her ne kadar Necmettin Erbakan’ın “yüzde 30 - 35 oy, bin belediye” hedefine ulaşamamış olsa da RP’nin 1994 seçimlerinden zaferle çıktığı açık. Açık olan bir diğer nokta, seçim sistemiyle merkez partilerinin parçalanmış halinin bu zafere katkıda bulunduklarıdır. Ancak elde edilen bu zafer, RP’yi, belki de hazırlıklı olmadığı bir sınavın eşiğine getirmiştir.
Uzun süre gözlerden uzak bir şekilde gücünü artıran RP, siyasi yaşamın odak noktası olmakla bir dizi avantaj ve dezavantaj elde etti. Avantajlar üzerinde fazla durmaya gerek yok, ancak yeni durumun ortaya çıkardığı dezavantajlara karşı RP’nin ne derece direnç gösterebileceği bu partinin geleceğini belirleyecektir. Kazandığı belediyeler RP’yi oldurabilir de, öldürebilir de. Çünkü RP birbirinden farklı beklentilere sahip birçok kesimi tatmin etmek zorunda. Bunların başında Milli Görüş hareketinin geleneksel tabanı geliyor. İyi kötü şeriat özlemlerine sahip bu kitleyi tatmin edebilmek için RP’li belediyeler bazı İslamileştirme uygulamalarına gitmek durumundalar. Aynı zorunluluk, RP dışında yer alıp, bu partiyi İslamcı olmamakla itham eden İslami çevrelerin eleştirilerini savuşturmak için de geçerli. RP’li belediyeler, İslamileştirmelere, diğer partilerden farklı olduklarının altını çizmek için de mecburdurlar, ayrıca bu yolla RP dışındaki sağ partilere meyleden muhafazakâr kitleyi kazanmayı da hedefleyeceklerdir. Taksim Meydanı’na cami yaptırma, genelev kapatma, kız öğrencilere ayrı otobüs tahsis etme, içki satış ruhsatı vermeye yanaşmama gibi vaatlerin gerçekleşmesi durumunda bunları başka uygulamaların izlemesi de kaçınılmaz olacaktır. RP tabanının en çok arzuladığı hususun, RP’li belediyelerde başı açık kadın çalıştırılmaması, hatta mümkünse hiç kadın çalıştırılmaması olduğu bilindiğinde İslamileştirmenin sınırının bu olduğu söylenebilir.
 
İŞ, AŞ VE HİZMET
Fakat RP belediyeleri, özellikle büyük şehirlerde, attıkları her adımda başta ordu olmak üzere devletin gölgesini üzerlerinde hissedeceklerdir. Bu nedenle RP yönetiminin, daha önceki belediyelerin yaptığı ve devletin ses çıkarmadığı genelev kapatma gibi uygulamalara yönelip daha fazla İslamileştirme talep eden tabanına “Biraz bekleyin, hükümeti almadan bu iş olmaz. Hele bir adil düzene geçelim” demesi kuvvetle muhtemeldir.
RP’yi en fazla zorlayacak olan kesim, bu partiye sosyo-ekonomik nedenlerle meyleden yoksul ve yoksun kitle olacaktır. İslamileştirme uygulamalarıyla tatmin edilmeleri güç olan bu kitleler iş, aş ve hizmet bekliyorlar. Seçim kazanabilmek için bu kitlelere popülist söylemle yaklaşan, “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” yaklaşımıyla onlara nakdi ya da ayni yardımlarda bulunan RP artık somut projeler geliştirip bunları başarıyla gerçekleştirme durumundadır.
RP’li belediyelerde rüşvet ve yolsuzluğun olmayacağı yönündeki düşünce bu dönem sınanacaktır. RP, ne yapıp edip ilk seçimlere kadar belediyelerinin üzerine şaibe düşürmemeye uğraşacaktır. Bu nedenle büyük ölçüde eski kadrolarla iş görmek durumunda olan RP’li belediye başkanları, kilit mevkilere yerleştirecekleri güvendikleri kadrolar aracılığıyla her şeyden önce eskileri denetim altına almak için uğraşacaklardır. Ancak yeni dönemde rüşvet ve yolsuzluktan ziyade kayırmacılık iddialarının yaygınlaşacağı da aşikârdır.
 
ANAP’I TAKLİT
RP’li belediye başkanlarının aynı anda birçok “mega" projeye başlamaları beklenebilir. Projelere yeni kaynak olarak akla ilk, muhafazakâr iş çevreleri gelecektir. RP’nin belediye zaferiyle birlikte çok sayıda işadamının muhafazakârlığı keşfedecek olmaları kaçınılmaz. Nitekim seçimlerden sonra MÜSİAD’ın çok sayıda yeni üye kazandığı biliniyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “ultra mega” projelerden dem vurup bunların çoğunu özel sektöre ihale edeceğini açıklaması örneğinde görüldüğü gibi, RP, belediyelerde 1984-89 ANAP belediyelerini taklit edeceğinin işaretlerini vermektedir. Ardından partinin ve lider Erbakan’ın ilişkileri kullanılarak petrol zengini Arap ülkelerine yönelme söz konusu olabilir.
Kaynak bulunsa bile, kadro bulmak gerekecektir. Aslında muhafazakâr kesim, ülkenin tüm belediyelerini çekip çevirebilecek kadar profesyonel yönetici yetiştirmiş durumda, ancak RP’nin bunlardan ne denli istifade edeceği, etmek isteyeceği belirsiz. Kadrolaşmada liyakatin mi, sadakatin mi belirleyici olacağı RP belediyelerinin kaderini doğrudan etkileyecek. RP’li başkanların rasyonel davranmaları beklenebilir, ancak Genel Merkez ve Erbakan’ın önemli belediyelere bazı "siyasi komiserler” ataması da mümkündür. Çünkü R. Tayyip Erdoğan ile Melih Gökçek’in ayrı ayrı partinin liderlik makamına doğru yükselebilecekleri ihtimal dahilindedir.
 
MEGA PROJELER
“Mega” projeler, başarıya ulaştıkları oranda, İslam i tabanın “teknolojiden biz daha iyi anlarız” duygusunu okşayacak, RP dışı çevrelerin bu partiye karşı bakışlarını yumuşatacaktır. Ancak tercihlerini sosyal demokratlardan RP’ye doğru kaydıran yoksul kitlelerin, esas olarak “merkez”e hitap eden bu projelerden, geçici istihdam imkânı sağlamaları dışında, pek fazla etkilenmeyecekleri ortadadır. Çünkü “mega" projeler uzun vadelidirler, bu kitleler ise sorunlarının “hemen, şimdi” çözülmesini beklemektedirler.
Dolayısıyla RP’li başkanların, bu kesimlere yönelik politikalarının, Ramazan’da yiyecek, kışın yakıt dağıtmaktan, toplu sünnetler düzenlemekten, gençler için "evlilik vakfı” kurmaktan öteye neler yapacakları çok önemlidir.
Geçmişte RP’li ilçe belediye başkanları, SHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’den yeterli ilgi ve desteği görememekten yakınıyorlardı. Artık böyle bir sorunları kalmadı.
Acaba Şişli, Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy gibi ilçelerin SHP ya da ANAP’lı belediye başkanları benzer sorunlarla karşılaşacaklar mıdır? R. Tayyip Erdoğan, kuşkusuz herkese eşit muamele yapacağına söz veriyor. Acaba bu vaadini tutabilecek midir?
Kâğıthane’de yaşanan, doğurduğu tepkiler nedeniyle diğer RP’li belediyelerin seçim sonrasına ertelediği toplu işten çıkartmalar gerçekleşecek midir? Gerçekleşecekse hangi kıstaslara göre hareket edilecektir? Çıkartılanların yerine RP yandaşları işe alınacak mıdır? Bu sorular uzatılabilir. Uzatıldıkça, RP’li belediye başkanlarının diğer partilerden başkanların muhatap oldukları soruların aynılarıyla karşılaşacakları görülecektir. Aradaki fark RP’nin belediyelerde pek denenmemiş olması, sahip olduğu İslami motifler nedeniyle sistem dışı bir görünüme sahip olmasıdır.

Yazının orjinal hali




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 1: Dinamik ve laik bir örgütlenme 10.04.1994
2 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 2: RP, kentli bir partidir 11.04.1994
3 REFAH PARTİSİ’Nİ ANLAMAK 3: RP'li Belediyelerin işi zor 12.04.1994

Son makaleler (10)
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
13.11.2024 Transatlantik: Trump döneminde Amerika’nın dış politikası
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı