30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/6 11-21 Ağustos 1994: Refah Partisi heyetiyle Güneydoğu’da 11 gün

13.02.2015 rusencakir.com

11 Ağustos 1994 günü, Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Grup Başkanvekili Şevket Kazan başkanlığındaki RP heyetinin Diyarbakır, Mardin, Elazığ, Tunceli ve Bingöl illerini kapsayan gezisi başladı. Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata, Ankara Milletvekili Ömer Faruk Ekinci ve Elazığ eski Milletvekili ve MKYK üyesi Ömer Naimi Barın’ın yer aldığı heyet, 11 gün boyunca beş il ve bağlı ilçelerde mülki amirler, belediye başkanları, emniyet görevlileri ve halkla görüştü. Başından sonuna izlediğim bu gezi benim için çok öğretici olmuştur.
Malum RP 27 Mart 1994 yerel seçimlerinden tam anlamıyla zaferle çıkmıştı. Tabii akla ilk olarak İstanbul (Recep Tayyip Erdoğan) ve Ankara (Melih Gökçek) büyükşehir belediye başkanlıklarının kazanılması geliyor. Fakat aynı seçimlerde RP, Kürt siyasi hareketinin (KSH) boykotundan istifade ederek Doğu ve Güneydoğu’daki belediyelerin çoğunu da kazanmayı bilmişti: Diyarbakır, Van, Şanlıurfa, Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzurum. Malatya, Muş, Siirt, Batman’da il, birçok ilçe ve belde belediye başkanlığı.
Aslında Milli Görüş hareketi bu bölgelerde ve özel olarak Kürtlerde geleneksel olarak güçlü bir siyasi akımdı. Fakat 1991 genel seçimlerine barajı aşmak için Alparslan Türkeş’in liderliğindeki MÇP (Milliyetçi Çalışma Partisi, sonradan adını MHP olarak değiştirdi) ve Aykut Edibali liderliğindeki IDP (Islahatçı Demokrasi Partisi) ile ittifak yaptığı için Kürt tabanında ciddi rahatsızlıklar başgöstermişti. 94 yerel seçimlerinin sonuçları bir anlamda yaraların sarılmış olduğunu gösteriyordu.
RP lideri Necmettin Erbakan, KSH’nin o dönemdeki stratejileri nedeniyle yasal siyaset alanında oluşan boşluğu daha fazla değerlendirmek için Kürt tabanına yönelik çalışmaları hızlandırma kararı almıştı. Parti içinde en güvendiği isimlerden olan Kazan’ın başkanlığındaki heyet, bir yandan parti teşkilatlarını denetleyecek ama esas olarak bölgedeki sorunları yakından gözleyip kapsamlı bir rapor hazırlayacaktı.
Kazan ile o gezide tanıştım. Onun böylesi bir misyon için ideal bir isim olduğu konusunda kuşkularım vardı, ama kısa süre içinde bunlar yok oldu. Partisinin yükselişte olduğu bölgede çok net bir şekilde görülüyordu. Kazan otoriter üslubuyla bu yoğun ilginin karmaşaya yol açmasına izin vermiyordu. Fakat sert görünümünün ardında herkesle temas kurmaya çalışan, onları dinlemeyi bilen bir siyasetçiydi. Çok önemli ayrıntıları yakalıyor (Mesela Mardin’de güvenlik güçlerinin lojmanlarının önündeki son model bir dizi arabayı gösterip "Çatışmanın bitmesini neden istemedikleri görülüyor" mealinde konuşmuştu) ve hayati sorular soruyordu.

Tunceli ziyareti

Gezi boyunca sistem şöyle işledi: Her yerleşim biriminde önce mülki amir (vali, kaymakam) ve genellikle hemen yan binada bulunan emniyet müdürlüğü, ardından hangi partiden olursa olsun belediye başkanlığı ve nihayet RP binası ziyaret ediliyordu. Genellikle RP binalarının önünde kısa süren ve iyi bir hatip olan Kazan’ın konuştuğu mitingler yapılıyordu. Daha sonra da esnaf ve ev ziyaretleri, yerel parti yöneticileriyle toplantılar oluyordu.
Bir ilden diğerine geçildiğinde arabalar değiştiriliyor, heyet üyeleri yeni ilin teşkilatı tarafından devralınıyordu. Tek istisna Tunceli’de yaşandı. Zira bu ilde RP yok denecek kadar zayıftı. Zaten RP’nin yerel yöneticileri heyetin oraya gitmemesini telkin ettiler. Fakat Kazan dinlemedi. Küçük bir grup olarak, yanlış hatırlamıyorsam iki arabayla Tunceli’ye gittik. Valinin makamında sohbet ederken il emniyet müdürünün "Biz burada ‘örgütten misin?’ diye sormayız, ‘hangi örgüttensin?’ diye sorarız" demesini unutmam mümkün değil. Bir de tabii "esnafla, halkla ilişkilerimiz çok iyi ama kendilerinden bilgi almamız mümkün olmuyor" diye yakınmasını. Daha sonra SHP’den belediye başkanı seçilmiş olan Mazlum Arslan’ı ziyaret eden heyet fazla oyalanmadan Elazığ’a döndü.

MHP ile yeniden açılan ara

Kazan ve beraberindekiler gittikleri her yerde halkın güvenlik güçlerinden, ama özellikle özel timlerden şikayetlerini dinlediler. Özel timler konusunu bizzat kendileri de gözledi. Örneğin bir keresinde ziyaret edilen emniyet binasında özel timlerin amiri konumundaki bir kişi zamanında Adalet Bakanlığı da yapmış olan Kazan’a alenen saygısızlık yaptı. Bunun üzerine heyet binayı terk etti.
Kazan’ın, gezinin sonunda kendisiyle yaptığım söyleşide (Özel tim yerine din alimleri) de dile getirdiği gibi özel tim mensuplarının hatırı sayılır bir bölümü MHP ve ülkücülük propagandası yapıyordu. Şöyle bir sahne geliyor aklıma: O tarihlerde Bingöl’de MHP’nin hatırı sayılır bir gücü vardı. RP heyeti ile kente gelmemizden bir süre sonra şehirde MHP’lilerin konvoy halinde dolaştıklarını gördük. Heyet işini bitirip kenti terk etmek üzereyken MHP konvoyu da bizlerin peşine takılmış. Bu arada Kazan ve arkadaşları yol kenarındaki bir taziye evini ziyaret ettiler. Bir süre sonra, RP’lilerin mola verdiğinin farkında olmayan MHP konvoyunun kornalarla yoldan geçtiğini gördüm. Tabii RP heyetini korumakla görevli çok sayıda özel tim mensubu da MHP konvoyunu bozkurt işaretiyle selamladı!
(O dönemde RP ile MHP’nin arasındaki mesafenin hızla açılmasıyla ilgili olarak şu yazıma bakabilirsiniz: RP-MHP gerilimi tırmanıyor )

Müslümanlık ve Kürtlük

Şevket Kazan, soyadından da anlaşılacağı gibi bir Kazan Türkü ve bölgede gittiği her yerde bunu özellikle vurguluyordu. 11 günlük gezi sayesinde bölgeye ve soruna bakışının büyük ölçüde değiştiğini gözledim, kendisi de bir şekilde bunu zaten dile getirdi. Gezi sonunda hazırlanan raporda bunun izleri net bir şekilde görülüyor: Refah güneydoğuya yükleniyor
Fakat tüm Türkiye’den oy alma potansiyeli bulunan RP’nin ülkenin batısında "Kürtçü" algısına yol açmamak için son derece dikkatli olduğu da muhakkaktı. Bu konuda söz konusu geziden aklımda hep kalacak ve daha önce kısaca özetlemiş olduğum (Önce müslüman sonra kürtüz)
bir olayı daha detaylı bir şekilde anlatmak istiyorum.
Diyarbakır’ın Lice ilçesindeydik. O tarihte de Lice hep çatışmalarla anılırdı. RP gezisinden belli bir süre önce büyük bir çatışma yaşanmış, sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş ve yabancıların kente girmesi yasaklanmıştı. Bu nedenle Lice ziyareti gezinin en heyecanlı bölümlerinden biriydi.
Lice’den sonra Silvan’a geçtik. Bir ara tek başıma bir kahvenin önünde otururken RP’li bir belediye başkanının polis korumalarından biri yanıma geldi ve sohbet etmeye başladı. Daha önce birkaç kez karşılaşmıştık ve bana hiç de iyi davranmamıştı. Bu sefer çok farklıydı. Zira çok öfkeliydi. Öfkesi Kürtlereydi ve benim Kürt olmadığımı bildiği için bir nevi içini dökmek istiyordu. Onu en çok öfkelendiren olay şuydu: Yerel bir RP yöneticisi Lice’de hasar gören bir cami minaresinden dolayı "Bir İsrail işgalindeki Mescid-i Aksa’da ağlamıştım, bir de burada ağlıyorum" demiş. Polis memuru o kişiye söyleyemediğini bana söylüyordu: "Ulan orada polisler teröristlerle çatışıyordu. Terörist camiye girmişse ne yapacaksın?"
Bu sohbeti, daha doğrusu monoloğu ilginç kılan aynı polisin şu sözleriydi: "Yozgatlıyım. Milli Nizam Partisi’nden beri Milli Görüşçüyüm. Uzun zamandır da buradayım. Ya ben Milli Görüşçü değilim, ya buradaki Refahlılar.”
“Neden?” diye sorduğumuzda aynı kişi çok kısa bir yanıt verdi: "Bunlar Milli Görüşçü filan değil, hepsi bölücü.”
RP heyetinin 11 günlük Güneydoğu gezisiyle ilgili izlenimlerimi şu yazıda bulabilirsiniz: Refah Güneydoğu'da Solcu
 



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/1 Dünyayı değiştiren gün: 11 Eylül 2001 11.01.2015
2 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/2 Londra bombaları: 7 Temmuz 2005 11.01.2015
3 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/3 Gaffar Okkan suikastı: 24 Ocak 2001 30.01.2015
4 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/4 Çeyrek yüzyıllık dezenformasyon: Erdoğan-Abromowitz buluşması 02.02.2015
5 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/5 Fethullah Gülen ile serüvenim 05.02.2015
6 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/6 11-21 Ağustos 1994: Refah Partisi heyetiyle Güneydoğu’da 11 gün 13.02.2015
7 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/7 20 Ekim 1991 Genel Seçimleri: Baraja karşı Erbakan-Türkeş ittifakı 15.02.2015
8 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/8 27 Mart 1994 yerel seçimleri: Medyaya rağmen ve medya sayesinde RP’nin zaferi 21.02.2015
9 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/9 Erbakan Hoca ve ben 26.02.2015
10 30 YILDAN HATIRLADIKLARIM/10 29 Kasım 1987 Genel Seçimleri: İnci Baba nasıl milletvekili seçilemedi? 05.09.2015

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı